Fikri Cinokur
* Bu yazı ilk olarak SARAT Projesi'nin düzenlediği Arkeoloji Haberciliği Atölyesi'ne katılan gazeteci Fikri Cinokur'un imzasıyla ha-ber.com'da yayınlanmıştır. Yazının ilk adresi için tıklayınız.
Günümüzde insanlar ve ülkeler arasında ticarette kullanılan paraların değişimini sağlayan döviz bürolarının (Exchange Offices) geçmişi, Lidyalıların paranın icadıyla başlıyor. Milattan önce yaşamış uygarlıkların alışveriş yaptıkları agoralarda döviz büroları da hizmet veriyormuş.
Antalya Kaleiçi'nde, Koç Üniversitesi Suna & İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde (AKMED) 1 Aralık 2018 tarihinde açılan ve 30 Ağustos 2019 tarihine kadar devam edecek olan ''Pazarın Cazibesi: Tarih Boyunca Akdeniz Dünyasında Alışveriş'' başlıklı sergi büyük ilgi çekiyor.
Sergide, imparatorlukların armaları, sikkeleri, tartı araç-gereçleri ve döviz bürolarının da geçmişi anlatılıyor.
AKMED Antalya Kaleiçi Müzesi de ‘'Pazarın Cazibesi: Tarih Boyunca Akdeniz Dünyasında Alışveriş Sergisi'' ile ilk sergisini açmış oldu.
Küratörlüğünü numismatik alanında Türkiye’nin önde gelen bilim insanlarından Koç Üniversitesi Suna & İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Oğuz Tekin’in üstlendiği sergide, tarihte ilk kez Anadolu’da Lidya Krallıkları tarafından basılan sikkelerin yanı sıra Eski Mısır’dan Mezopotamya uygarlıkları ve Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan Akdeniz dünyasında kullanılan ödeme araçları ve tartı araç gereçleri sergileniyor.
Çeşitli koleksiyonlardan derlenen eserlerin, uygarlık tarihine ışık tutan en önemli kamusal araçlar arasında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oğuz Tekin, eserlerin bir kısmının bu sergiyle ilk kez gün ışığına çıktığına dikkat çekti. Prof. Dr. Tekin, şunları kaydetti: ''Pazarın Cazibesi: Tarih Boyunca Akdeniz Dünyasında Alışveriş başlıklı sergi; eski çağın agorasından Osmanlı bedestenine alışveriş mekanları, pazarda kullanılan sikkeler, teraziler, terazi ağırlıkları, kantarlar, zabıtalar, cezalar, enflasyon gibi pazara dair merak edilen pek çok unsurun yer aldığı eşsiz bir sergi. Mezopotamya ve Mısır uygarlıklarını kapsayan Yakın Doğu’da pazarlar, çarşılar gibi alışveriş mekanları hakkında fazla bir bilgimiz olmasa da pazarların şehirlerin en uygun açık alanlarında kurulduğu tahmin edilebilir. Klasik Çağ’dan başlayarak Helenistik, Roma İmparatorluğu, Bizans ve Osmanlı toplumlarında ise belirli bir planda inşa edilen mekanlarda yapılan alışveriş, belli bir disiplin içinde gerçekleşmekteydi.''
Pazar yerinin Eski Yunanlarca 'agora', Romalılarca 'forum' olarak adlandırıldığını anlatan Prof. Dr. Tekin şöyle devam etti:
''En basit tanımlamayla agora, sütunlu galeri ve dükkân dizileriyle çevrili üstü açık kare bir mekandır. Agora’da yer alan dükkânların ön tarafında bir tezgâh ve içinde de satılacak mallar yer alırdı. Satıcı tezgâhın hemen gerisinde durur, müşterinin istediği malı – tartılması gerekiyorsa- terazi veya kantarla tartarak verirdi. Ege ve Akdeniz dünyasına yayılmış bulunan Eski Yunan ve Roma toplumlarında agoraya daha ziyade erkekler, köleler veya yaşlı kadınlar giderdi; genç kadınlar ancak eşleriyle birlikte agoraya gidebilirdi. Bu sergiyle tarih meraklılarını, çeşitli uygarlıklara ait kentlerin en cazip, en canlı merkezleri olan pazarlarında kısa bir yolculuğa çıkarıyoruz.''
Tarihte döviz büroları
Agoraların bir köşesinde veya çevresinde bir yerde yabancı sikkeleri, o kentin sikkeleriyle değiştiren, günümüzün döviz bürolarına benzeyen dükkanların olduğunu anlatan Prof. Dr. Oğuz Tekin, şöyle devam etti.
''Başka kentten gelen birinin elinde altın ve gümüş gibi metallerden sikkeler var ise agorada alışveriş yapabilmesi için onları o kentin değerli metalden sikkeleriyle değiştirmesi gerekiyordu. Bazen yabancı sikkeye kontmark (damga) vurulmak suretiyle de geçerliliği sağlanıyordu. Agoralarda görev yapan para değiştiriciler 'trapezitai' (lat argantarii) olarak anılırdı. Para değiştiriciler bu işlemi belli bir komisyon karşılığında (örneğin yüzde 10 komisyon) yapıyorlardı."
Sergi, 31 Ağustos 2019 tarihe kadar Çarşamba günleri hariç 09:00-18:00 saatleri arasında AKMED Suna & İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi’nde ziyarete açık.