Türkiye’nin iki sınır komşusu Irak ve Suriye’de bilhassa kültürel miras değerlerine verilen kasıtlı hasarlar ve örgütlere kaynak aktarımı sağlayan tarihi eser kaçakçılığının geldiği boyut, uluslararası örgütleri bu zamana kadar eşi görülmemiş önlemler almaya sevk etti.

Öyle ki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 23 Mart 2017’de aldığı 2347 sayılı karar[1] ile tarihinde ilk kez sadece kültürel mirasın korunmasına odaklanan bir metne imza attı.

Kararın detaylarında, iki ülkede de (Irak ve Suriye), IŞİD, El Nusra, El Kaide bağlantılı grupların dini ve tarihi yapıları kasıtlı olarak tahrip ettikleri, arkeolojik alanlar, müzeler ve kütüphanelerdeki kültür varlıklarını yağmaladıkları ve ganimet olarak ele geçirdikleri vurgulandı.

Bu örgütlerin sistematik biçimde kaçak kazı yürüttüğü, ele geçirilen, çalınan ve yağmalanan her tür eserden sınırötesi kaçakçılık yoluyla finansal kaynak sağladığı belirtildi. 

 

Kasıtlı yıkım ‘savaş suçu’ sayılacak

 

Tüm bu faaliyetlerin uluslararası hukuk kapsamında ‘savaş suçu’ olarak değerlendirilebileceğini belirten BM Güvenlik Konseyi, BM üye ülkelerini de arkeolojik, tarihi, bilimsel veya dini mekanlardan ele geçirilmiş her tür kültür varlığının sınır ötesi ticaretine karşı önlem almaya çağırdı.

Bu sebeple, sınır geçişlerinde belgeleri olmayan, çatışma bölgesinden çıkarılmış olabilecek ve şüphe uyandıran her tür kültür varlığına, çıkarıldıkları ülkelere güvenle geri gönderilebilmeleri için el konulabileceği açıkça belirtildi.

BM Güvenlik Konseyi; UNESCO, INTERPOL, BM Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Bürosu ve ülke gümrüklerinin, özel sektör ve müzelerin birbiriyle işbirliğinde çalışmasını isterken, yürütülecek her tür soruşturma, eserlerin korunması ve kaynak ülkelerine iade edilmesiyle ilgili her tür faaliyette de ortak hareket etme çağrısında bulundu.

Karar, BM Güvenlik Konseyi’nin tarihinde bir ilk özelliği taşımasının yanı sıra, barış ve güvenliğin tesisinde kültürel mirasın önemine yeni bir tanımlama da getiriyordu. Dönemin UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova[2] bunu şöyle vurguluyordu: “Kültürel mirasın kasıtlı tahribatı bir savaş suçudur, kültürel temizlik stratejisi içinde toplumları uzun dönemde sindirmek için bir savaş taktiği haline gelmiştir. Kültürel mirası korumak bu yüzden bir kültür meselesinden çok, insan hayatının korunmasından ayrıştırılamayacak bir güvenlik zorunluluğudur. Silahlar aşırılıkçı şiddeti yenmede yeterli değildir. Barışı kurmak kültüre de ihtiyaç duyar, eğitime de, kültürel mirasın korunmasına ve iletilmesine de. Bu tarihi kararın verdiği mesaj budur.”  

 

2015’te ilk adım atılmıştı

 

BM Güvenlik Konseyi, 2015 yılında bir başka kararında kültürel mirasın tahribatı ve eser kaçakçılığına dair önlem alınmasını istemiş, ancak bu kararda daha çok örgütlerin yürüttüğü petrol ticaretine atıfta bulunulmuştu.

12 Şubat 2015 tarihli 2199[3] sayılı kararın içeriğine geçmeden önce o dönem bölgede yaşanan ve dünyayı şaşkına uğratan gelişmeleri hatırlamakta fayda var. Irak ve Suriye’de 2014’ün yazında çok kısa sürede büyük toprak parçalarını eline geçiren IŞİD, bu topraklarda halifelik kurduğunu ilan etmiş, akabinde dünyaya meydan okuduğu infaz videolarıyla ideolojik propagandasını genişletmeye başlamıştı. Bölgeden insan kaçırma, toplu infaz, yerel halka ağır yaptırımlar gibi haberler geliyor, bunun finansmanının ele geçirilen kentlerde el konulan varlıklar ve büyük oranda da petrol ticaretiyle sağlandığı anlaşılıyordu. Ancak bir kaynak daha vardı ki uzun yıllar etki edecek sonuçlar doğurabilirdi. İki ülkeden de ciddi oranda tarihi alan, planlı ve örgütlü biçimde yağmalanıyor, bu eserler çoğunluğu yurtdışındaki alıcılara çok yüksek fiyatlara satılıyordu.

Bu kaynakların kesilmesi için BM Güvenlik Konseyi, 2199 sayılı kararıyla, üye ülkelere sadece IŞİD’den değil, sahada aktif olan El Nusra Cephesi ve El Kaide destekli örgütlerden de petrol ve türevlerinin satın alınmasını yasakladı. Oy birliğiyle kabul edilen kararda, örgüte ciddi gelir sağlayan tüm bu ticaret ağının tarafı olanlara yaptırım uygulanacağı ve malvarlıklarına el konulacağı açıklandı.

BM Güvenlik Konseyi, kararın kültürel mirasla ilgili bölümünde, tarihi eserlerin yağmalanması ve kaçakçılığına herhangi bir şekilde katılanların terörist saldırılara katkı sağladığını vurguladı ve bu eserlerin sınır ötesi ticaretini yasakladı.

Güvenlik Konseyi, kararın Irak’tan Körfez Savaşı’nın (6 Ağustos 1990) başladığı günler, Suriye’den ise iç savaşın başladığı zamandan (15 Mart 2011) sonra çıkarılan tüm eserleri kapsadığını belirtti.

 

Kaynakça: 

[1] Resolution 2347, Adopted by the Security Council at its 7907th meeting, on 24 March 2017, http://undocs.org/S/RES/2347%282017%29

[2] UNESCO, "UN Security Council adopts historic resolution for the protection of heritage" https://en.unesco.org/news/security-council-adopts-historic-resolution-protection-heritage

[3] Resolution 2199 (2015), Adopted by the Security Council at its 7379th meeting, on 12 February 2015, https://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol=S/RES/2199%20(2015)