Suriye’de yedi yıldır süren iç savaş, ülkenin zengin kültürel miras değerlerini de, Dünya Mirası alanlarını da yerle bir etti. Suriye, tarihin en büyük mülteci krizi ile birlikte kültürel miras yıkımına karşı müdahalelerle de uluslararası camiada önemli bir turnusol görevi gördü. 

Suriye’nin sıradışı kültürel zenginliği, farklı dönem ve uygarlıkların geniş bir seçkisini sunan birikimi, bu hazinenin kaderine terk edilemeyeceğini gösterdi ve daha önce yapılan hataların tekrarlanmaması için birçok kurumu alarma geçirdi. UNESCO, Birleşmiş Milletler’in kültürden sorumlu örgütü olarak, kendinden çok şey beklenen kurumların başında geliyordu.

Belki de bu nedenle UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova, çatışmaların başından 2015 yılına kadar, süren kültürel miras tahribatına karşı savaşın taraflarına çağrıda bulunduğu en az 19 açıklama yaptı[1]. Ancak Ortadoğu’nun ‘açık hava müzesi’ Suriye’nin tarihi değerlerinin açık tehdit altında olması, uluslararası kurumları yavan açıklamalarda bulunmak, kınama ve sözlü tepki göstermekten daha fazla sorumluluk almaya itti.

Nitekim UNESCO, kriz zamanında başlattığı kampanyalarıyla hem sıcak çatışmaların yaşandığı dönem hem de iç savaşın sonrasındaki barış döneminde yapılabileceklere odaklanan bir yol haritasını hayata geçirdi. Bu yazıda bu kampanyalara ve etkilerine değineceğiz.

Suriye’de uluslararası kültürel miras camiasının yürüttüğü projeler üç ana başlığa ayrılabilir. Bunlar, ören yerlerindeki tahribatı ve çatışma sürecindeki durumu tespit eden, çoğunlukla uydu görüntülerinden yararlanan belgeleme ve kayda geçme projeleri ile toplumsal farkındalığı artırma ve acil durum eğitimleri projeleriydi.

 

Suriye Kültürel Mirasını Acil Koruma Projesi

Halep. Fotoğraf: Getty iStock

UNESCO, bu bağlamda Suriye’deki kültürel mirasın durumunu izlemek için uluslararası kuruluşlarla iş birliğine gitti. Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle, 2014 yılında üç yıl süren ‘Suriye Kültürel Mirasını Acil Koruma’ projesi[2] hayata geçirildi.

Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Uluslararası Kültürel Varlıkları Koruma ve Araştırma Merkezi (ICCROM) projenin ortaklarıydı.

UNESCO, kısa vadede ülkedeki kültürel miras yıkımına karşı önlemler almanın yanı sıra, orta ve uzun dönemde çatışma sonrasında atılacak adımlarla ilgili de hazırlık sağlamayı amaçladı. Proje üç ana faaliyet alanı belirlemişti. Bunlardan ilki kapsamında, içlerinde Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı (INTERPOL), Dünya Gümrük Örgütü, Uluslararası Müzeler Birliği (ICOM), Alman Arkeoloji Enstitüsü gibi 13 uluslararası kurumun bulunduğu Suriye’nin Kültürel Mirasını İzleme Komitesi oluşturuldu. İzleme komitesi çatışma süreci boyunca ören yerleri ve kültürel yapıların uğradığı zararın tespiti, kaçakçılıkla mücadele, bilgi ve uzman veritabanı oluşturulması gibi konularda işbirliğine gitti.

İkinci hedefte ise ulusal ve uluslararası boyutta Suriye’nin kültürel miras varlıklarının, ören yerlerinin, müzelerin, tarihi eser ve binaların korunması için farkındalık artırma vardı. Bu kapsamda, multimedya araçları kullanılarak, video klipler, belgeseller ve Suriye üzerine yayınların yapıldığı kampanyalar tasarlandı. Aynı zamanda çocuklar ve eğitimcilere de eğitimler verilmesi amaçlandı.

Sahadaki acil duruma somut katkı sunmaksa Suriye’deki kültürel miras uzmanlarına teknik destek ve kapasite artırımı sağlamaktan geçiyordu. Bunun için kaçırılmış eserlerin veritabanının oluşturulması, polis ve gümrük çalışanlarının eğitimi, taşınabilir miras değerleri ve müzelerin çatışma anlarında korunması için eğitimler, çatışma sonrası restorasyon ve konservasyon çalışmaları için eğitimler, teknik destek ve soyut kültürel mirasın yok olmaması için ilgili kurum, sivil toplum örgütleri ve topluluklarla eğitimler gibi bir dizi faaliyet tasarlandı.

 

Neler yapıldı?

Baalşamin Tapınağı. Fotoğraf: Getty iStock

UNESCO, üç yıl boyunca ‘Acil Koruma’ projesi kapsamında yapılan faaliyetleri, izleme örgütünün internet sitesi üzerinden sürekli paylaştı[3].

Üç yılda yapılanlardan bazıları şöyleydi:

  • 691 kültürel miras uzmanı ve 130 kültürel miras kuruluşu eğitim ve toplantılara katıldı.
  • Koruma gibi ihtiyaçlara yönelik 7 ton müze malzemesi Suriye’ye gönderildi.
  • Yedi teknik tavsiye, destek ve değerlendirme misyonu gerçekleştirildi.
  • Palmira Antik Kenti’nde IŞİD’in parçaladığı Allat Aslanı restore edildi.
  • Kültürel miras farkındalığını artırmak için 58 görünürlük inisiyatifi kuruldu.
  • Suriye’nin kültürel varlıklarının yağma ve yasadışı ticareti ile kültürel miras yıkımı hakkında iki video klip yapıldı.
  • 52 dakikalık bir kültürel miras belgeseli hazırlandı.
  • Dokuz Suriyeli müzisyen ve öğrenci uluslararası bir etkinliğe katıldı.
  • Halepli 11 Suriyeli taş oymacılığında eğitildi.
  • Şövalyeler Kalesi ve Halep’teki iki önemli konak 3D yöntemiyle kayıt altına alındı.
  • Tehlikede olan 189 film dijital hale getirildi.
  • 24 öğrenci Suriye geleneksel müziği ile ilgili Lübnan’da eğitim aldı.
  • Suriye geleneksel müziği ve Halep maden zanaatkarlığıyla ilgili iki yayın yapıldı.

 

UNESCO’nun bu faaliyetler içinde en yoğun çalıştığı alan şüphesiz kültürel miras uzmanlarına yönelik eğitimlerdi. Eğitimler yasadışı eser ticaretiyle mücadele, taşınmaz mirasın acil koruması, taşınır mirasın korunması ve soyut mirasın kayda alınması gibi konularda yapıldı. UNESCO bu eğitimlerde Suriye Kültür Bakanlığı’nın Eski Eserler ve Müzeler Müdürlüğü’nde (DGAM) görevlilerle çalıştı. Bu eğitimlere sadece alanın profesyonelleri değil, polis, gümrük memuru gibi kaçakçılığın önlenmesinde doğrudan ilgili mesleklerden kişiler de katıldı. Suriye’nin yanı sıra, sınır komşularından Irak, Lübnan, Ürdün ve Türkiye’den polis ve gümrük görevlileri de eğitildi.

Projenin ilk iki yılında yapılanlar. Kaynak: UNESCO

 

Eğitimlerin yanı sıra kaçırılan eserlerin polis veritabanının oluşturulması ve bu veritabanının güncellenmesi için toplantılar düzenlendi. Farkındalık artırma çalışmalarında ise UNESCO’nun Unite4Heritage (Miras için Birleşin) adı altında oluşturduğu kampanyadan faydalanıldı. UNESCO Genel Sekreteri Irina Bokova radikal grupların saldırıları karşısında yaşanan kültürel miras yıkımına karşı etkili bir kampanya çağrısında bulunmuştu. Unite4Heritage, Suriye’deki yıkıma karşı dünya kamuoyunun dikkatini çekmek için çalışmalar yaptı.

Restore edilen Allat Aslanı. Kaynak: UNESCO 

 

Suriye’deki yıkımın en göz önündeki örneği haline gelen Palmira Antik Kenti’nin 2 bin yıllık Allat Aslanı’nın restorasyonu ise simgesel anlamıyla projenin önemli işlerinden biri oldu. Paramparça edilen aslan heykeli, uzmanlarca tekrar birleştirildi.

 

Proje ne kadar etkili oldu?

IŞİD tarafından yerle bir edilen Palmira Fotoğraf: Getty iStock

Suriye’de yaşananlar karşısında tüm gözlerin çevrildiği birkaç örgütten biri olan UNESCO’dan beklenilenler, en az verilen tahribatın seviyesi kadar büyüktü. Ancak proje kapsamında yapılanlar, seçilen yöntemler nedeniyle eleştiri konusu da oldu. Bu eleştiriler UNESCO’nun çabalarını takdir etmekle birlikte sorunlara daha etkili çözüm yolları bulunabileceği uyarısında bulunuyordu.

Kültürel varlıkların kaçakçılığıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan arkeolog Neil Brodie, bu eleştirilerin sahiplerinden biri. Brodie[4], sadece Suriye’de değil, komşu ülkelerinde yürütülen kültürel miras politikalarının da başarısız kaldığını savunuyor. Brodie’ye göre, kültürel varlık ve ören yerlerini yerinde korumak, kaynakların yetersizliği ve bozulan kamu düzeninde imkansız, çünkü her ören yerine birden fazla ekipmanlı nöbetçi konulması gerekiyor. Brodie bunun yerine eser kaçakçılığını önlemek için önce talebi düşürmeye yönelik çalışmalara yoğunlaşılması gerektiğini söylüyor. Bunun için ciddi caydırıcı cezaların uygulamaya konulmasını öneren Brodie, tahribat başladıktan sonra üretilen ‘tepkisel’ politikaların kaçakçılara yeni rotalar üretmek için zaman kazandırdığını dile getiriyor.

Brodie’nin dikkati çektiği bir diğer konu ise politikaların, yoğunlaşan uluslararası ilgiyle genelde tek bir ülkeye odaklanması. Suriye’de kültürel miras kıyımı yaşanırken, Libya’da ya da Yemen’de olanlar bilhassa uluslararası basında aynı şekilde ilgi çekmiyordu. UNESCO’nun Suriye’nin yanı başındaki Irak’ta bir şeyler yapmaya başlaması ise 2014 Haziran’ını bulmuştu. Brodie’ye göre asıl yoğun çabalar sahada, eserlerin gümrüklerde kurtarılması ya da farkındalık artırma sürecinde değil, Suriye eserlerine yönelik pazardaki talebin düşürülmesine yoğunlaşmalıydı.

 

‘Sahada müdahale yetersiz’

 

Pennsylvania Üniversitesi’nden Salam Al Quntar ve Brian I. Daniels ise, uluslararası kültürel miras camiasını, tahribata sahada müdahale etmekte yetersiz kalmakla eleştiriyor. Uluslararası kurumların Suriye’de daha çok, var olan tahribatın belgelenmesine ve toplumsal farkındalığın artırılmasına odaklandığını belirten Quntar ve Daniels, bunun tahribata dönük akademik bilgiyi artırmakla birlikte, sahada yaşanılan kıyımı azaltmadığını savunuyor.

Arkeologların sahada gerekli izinleri toplamak, hükümet yetkilileriyle görüşmek, kırsaldaki liderlerle ve yerel halkla iş birliği yapmak gibi birçok işi kotarabildiğini belirten Quntar ve Daniels, yürütülen projelerin odaklandığı meseleler nedeniyle sahadaki uzmanların bu becerilerinden yeterince yararlanmadığını belirtiyor. İki akademisyen, Neil Brodie gibi, kültürel miras yıkımına karşı esaslı politika değişikliğine işaret ediyor.

Dünya, çatışma bölgelerinde artık sadece savaşın getirdiği yıkım ve kaçakçılıkla değil, aynı zamanda ideolojik ve bilinçli saldırılar, kaçakçılığın terör finansmanında kullanılması gibi çetrefilli konularla da mücadele etmek zorunda. Belki de bu nedenle UNESCO gibi kurumlardan bu kurumları eleştirenlere kadar hemen herkesin uzlaştığı nokta, sorunun çok boyutlu ele alınarak ve işbirliğini yoğunlaştırarak çözülmesi gerektiği. Kültürel miras uzmanlarının eğitimi, toplumsal farkındalığın artırılma çalışmaları ve yapılan diğer işlerin etkili olup olmadığı ise uzun vadede daha net değerlendirilebilecek.  

Kaynakça: 

[1] Responses to the Destruction of Syrian Cultural Heritage: A Critical Review of Current Efforts, Salam Al Quntar, Brian I. Daniels, International Journal of Islamic Architecture,Volume 5 Number 2.

[2] UNESCO, “The Emergency Safeguarding of the Syrian Cultural Heritage project”, https://en.unesco.org/syrian-observatory/emergency-safeguarding-syrian-cultural-heritage-project

[3] UNESCO, “Observatory of Syrian Cultural Heritage, Publications”, https://en.unesco.org/syrian-observatory/publications 

[4] Neil Brodie, Syria and its Regional Neighbors: A Case of Cultural Property Protection Policy Failure?, International Journal of Cultural Property (2015) 

 Projede yapılanları ayrıntılı incelemek için galeriye göz atabilirsiniz: